Son birkaç yıldır sıkça duymaya başladığımız söz ve eylemlerden oldu "atar yapmak" "gider yapmak" hatta bu ikisini bir araya getiren "atarlı giderli konuşmak" şeklinde lümpen bir deyime de kavuştuğumuzu söylemeliyim. Atar ve giderli türevleri olan bu söz öbeklerinin kökenini ve anlamlarını incelemeye kalktığımızda ise "atar yapmak" ve "gider yapmak" dan hareketle; rest çekmek, artistlik yapmak, posta koymak, horozlanmak, dayılanmak vs. gibi yine bir yığın argo edebiyat ürününe ulaşıyoruz. "Atarlı giderli konuşmak" deyiminden yola çıktığımız bu yazımızda üzerinde pek kafa patlatılmayan konulardan "atarlı giderli" şarkı kültürümüzü irdelemeyi amaçlıyorum. Biraz uzun gibi görünse de keyifli bir yazı olduğunu düşünüyorum, iyi okumalar...
Uzun zamandır günlük söz dağarcığımızda yer kendine yer bulan "atarlı giderli" sözlerinin şarkıya dökülmemesi de ciddi bir eksiklik oluşturacaktı ülkemiz adına ki korktuğumuz başımıza gelmeden Gökhan Şahin'in söz ve müziğiyle Demet Akalın yorumlu "Giderli Şarkılar" isimli bir şarkı piyasadaki yerini aldı! Şarkının iyi veya kötü olması bir yana ismi oldukça dikkatimi çekip uzun yıllardır düşündüğüm bir konuyu aklıma getirdi; Atarlı giderli şarkılar :) yani kısacası rest çeken, bela okuyan, dayılanan şarkılar...
Bu tip şarkıları incelerken beslendikleri kaynaklara ve dayanaklarına da göz atmamak olmaz. Özellikle 80'li yıllarda büyük şehirlerimizi istilası altına alan çarpık kentleşme, köylü-şehirli karışımı bir alt gelir grubunu ortaya çıkarıp onlara hayata "protest" açıdan bakma rolünü biçerek adına arabesk dediğimiz müziğin de kültleşmesine ortam hazırladı. Protest temalı ve genelde üzüntü, isyan, ayrılık, acı içeren bu şarkılar bugün kullandığımız tabirle "atarlı giderli" şarkıların da telmelini oluşturuyor.
Atarlı giderli şarkıların geçmişine yolculuk yaptığımızda karşımıza en net biçimde çıkan isimler Hakkı Bulut ve İbrahim Tatlıses'dir. Özellikle Hakkı Bulut sözleri bugün bile hala belli kitleleri derinden etkileyen Kral Benim isimli çalışması ile türün babasıdır desek abartmış olmayız.
Kral Benim;
herkes dans edip oynaşırken sosyetenin barlarında
ben ömrümce öğütüldüm haksızlığın çarklarında
ne çevremde dalkavuklar ,ne tepeden baktım insanlara
bir gün kaçıp saklanmadım garibandan ,yoksulundan
kral benim kral benim
bu alemde kral benim
direndim ben haksızlığa rol yapmadım kimse gibi
hayatımca "ben buyum" dedim
kıvırmadım dansöz gibi
var oldukça her lokmamı pay etmişim gerekene
çıkar için eğilmedim şerefsizin bir tekine
şeklindeki sözleriyle her anlamda görevini ifa etmiş bir eserdir!
İbrahim Tatlıses'in Nankör Kedi, Dönmem Asla ve İnsanlar'ı da 80 ve 90'ların ünlü "atarlı giderli" şarkılarına örnek olarak verilebilir. Hakkı Bulut'un aksine İbrahim Tatlıses şarkılarında düzenden çok sevgiliye atar yapılır. 1994 tarihli Haydi Söyle albümünün önemli şarkılarından olan Yusuf Hayaloğlu imzalı Nankör Kedi'de şöyle seslenir İbrahim Tatlıses;
Ne soyledim ne soyledim sana
Ne söyledim ki, vurdun kapıyı gittin
Be vicdansız, be insafsızın kızı be nankör kedi
İnsan birşey söyler
Sevmek dedin sevmedik mi
Aşka boyun eğmedik mi
Bütün kötü huyları hatta güzel dostları
Senin için terketmedik mi
80'ler ve arabesk müzik deyince Müslüm Gürses ve Ferdi Tayfur'u atlamak mümkün değil ancak baba lakaplı bu iki sanatçımız "atarlı giderli" şarkılardan çok aşk acısı ve hasret temalı şarkılarıyla tanınmaktadır. Ferdi Tayfur'un bu alandaki en önemli eseri hiç şüphesiz 1983 tarihli Sende Mi Leyla albümünde yer alan Yıldızlar da Kayar'dır.
Geç 90'lar ve 2000'lere geldiğimizde ise karşımıza karşımıza iki ciddi kutbun çıktığını görürüz, birincisi apayrı bir makale konusu olan rap müzik, ikincisi de İbrahim Erkal ekseninde gelişen (batı etkisinde gelişen Türk Edebiyatı gibi oldu :) ) atarlı giderli arabesk-fantezi müziktir. İlk iki albüm denemesinde yöresel dışı bir şöhret yakalayamayan İbrahim Erkal 1996'da Canısı adlı şarkısıyla bir anda şöhret olup dönemin modası gereği dizi ve tv filmlerini ardı ardına sıraladığı dönemde öyle bir şarkıyla düştü ki müzik dünyasına etkisi yıllar sürdü :) Canısı ve Unutmayacağım gibi sloganlaşan şarkıların yer aldığı Gönlünüze Talibim albümünün gizli yıldızı ise Yalnızım'dı!
...
gittiler terkettiler
gittiler birer birer
vefasizlar!
hayirsizlar!
icim yanar cigerim sizlar
yaktilar yuregimden
vurdular canevimden
vicdansızlar imansizlar
allah'indan korkmayan kullar
ezdiler yol yerine
sattilar pul yerine
kime gitsem ne soylesem
kim aglar benim yerime
...
şeklindeki sözleriyle ister istemez protest bir duygu patlaması yaşatan İbrahim Erkal daha sonra hemen her albümünde bu tip bir şarkı arzı endam ettirmeyi unutmadı. Yazık Bana, Dönemem ve De Get Yalan Dünya gibi şarkılarla devam eden bu çizgide İbrahim Erkal kimi zaman eski sevgiliye kimi zaman da Hakkı Bulut misali dünyaya "atar gider yapmayı" ihmal etmedi. Dönemem adlı şarkısının sonunda okuduğu şiir ise aradan geçen yıllara rağmen hala orjinalliğini korumaktadır!
İçine dert olacak sana bu son bakışım
İçine dert olacak hibirşey sormayışım
Adını kahpe koydum bırak hep öyle kalsın!
Sana son sözüm allahından ve allahından bulasın!
İbrahim Erkal'la zirve dönemlerini yaşayan geç 90'lar "atarlı giderli" şarkılarına önemli katkılar koyan diğer isimleri de anmamak olmaz. Özcan Deniz feleğe seslendiği Aslan Gibi ile Mahsun Kırmızıgül ise aleme meydan okuduğu Yıkılmadım ile türe önemli katkılar yaptılar. Bu dönemin silik kalsa da türün takipçileri tarafından yakından tanınan isimlerinden Ömer Danış da nevi şahsına münhasır şarkısı Şerefsiz ile gönüllerde ayrı bir yere sahip!
...
Ben ki senin için kurşun önünde durdum
Sen sen sen şerefsiz
Beni sırtımdan vurdun
Düşmanıma dost oldun
Yiktın dağıttın beni
Sen şerefsiz şerefsiz….!
Hiç bir döneme ve gruba indirgeyemeyeceğimiz tek isim ise Çılgın Sedat olsa gerek, öyle bir şarkı geleneği var ki Çılgın Sedat'ın burada saydıklarımızın toplamından fazla "atarlı giderli" şarkısı var :) Özellikle Nelere Katlandı Bu Yürek ve Delikanlı Gibi türünün altın örnekleri arasına girmeye namzet!
2000'li yıllar "atarlı giderli" şarkılar listesinin zirvesinde ise diğerlerine açık ara fark atan bir eser var :) Yurtseven Kardeşler'in en küçüğü İsmail YK'nın Türk Müzik Tarihindeki yerini şimdiden alan Allah Belanı Versin isimli eserinden (!) bahsettiğimi anlamışsınızdır herhalde! Allah Belanı Versin öyle komple bir eser ki, İbrahim Erkal'ı bile kıskandıracak düzeyde "atarlı giderli" bir söz yumağına sahip, Türk Müzik tarihinde böylesine açık ifadelerle bela okunan, lanet edilen, "atar gider yapılan" bir eser o ana kadar yapılmamıştı ve piyasayı en derinden sarstı!
...
Allah belanı versin
Allah seni kahretsin
...
80'li yıllardan bugüne ülkemiz çok değişti, o günlerin yıkılmaz türü olan arabesk artık kemik kitlesini bile zor elinde tutar hale geldi ancak şu da bir gerçek ki müzik türünü ismi değişse de protest temalı ya da bu yazıda kullandığımız tabile "atarlı giderli" şarkılar üretecek ve söyleyecek birileri mutlaka olacak! Eğitim, sosyal ve ekenomik hayat, kültürel yapı gibi konularda kum saati şeklinde bir halk grafiğine sahip olan ülkemizde bir kesimin "atar" ve "gider"e başvurması kadar doğal bir şey olmasa gerek!